Sonbahar geldi geçiyor, önümüz kış. Günler kısaldıkça kısaldı, geceler uzuyor, 21 Aralık’a kadar bu şekilde gidecek. Malum artık aydınlıkta bisiklete binmek zaman darlığı nedeniyle zorlaştı. Gecen kıştan kalan bir farınız varsa, memnunsanız sorun yok. Yoksa bu yıl yeni bir far alacaksınız. Lâkin piyasada envai çeşit far var. Halojen, LED, 5-Vat, akülü-pilli vs. vs. seklindeki bolluk kafanızı karıştırıyorsa doğru yere geldiniz demektir. Bu yazımızda bisikletler için yapılmış far çeşitleri, bunların sistem farkları ve özelliklerinden bahsedeceğiz.
Öncelikle aslında günümüzde asar-ı atika sayılan ve pek değil neredeyse hiç bulunmayan bir sistemden bahsedelim, dinamodan. Halojen lambaların kesintisiz ve hızdan bağımsız ışık gücüyle karşılaştırıldığında zayıf kalan dinamo doğal olarak teknolojik gelişmeyle beraber tahtından feragat etti…..mi acaba? Asteriks cizgi romanlarını okuyanlar bilirler, bütün Fransa (Galya) Sezar’ın ordularının işgali altındadır. Bütün Fransa mi? Hayır, ufak bir köy, yılmadan, yorulmadan işgale karsı koyar. Far camiasında da Almanya’da ufak bir mühendislik şirketi pilli/akülü lambaların hegemonyasına dinamo üretimiyle karsı koyuyor. Schmidt Makine Mühendisliği şirketi çatısı altında Wilhelm Schmidt kendi ürettiği dinamo-far setini 200 Euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunuyor.
|  | Göbek dinamosu | Büyük boyut için tıkla! | |
Dinamo jant göbeğine entegre olması nedeniyle eski tiplerle karsılaştırıldığında pek çok avantaja sahip. Kar ve yağmurdan etkilenmiyor, mekanik sürtünme olmadığı için pedala verdiğiniz güçten yemiyor, eski dinamolarda olduğu gibi bir „vınlama“ sesi yok, ayrıca kapalı sistem olduğu için bakım gerektirmiyor. 3-Vat’lık bir ışık üretiyor, ayrıca Shimano ve Magura’nın bütün disk frenleriyle ve piyasadaki hemen bütün amortisörlerle beraber kullanılabiliyor. Far üzerindeki bir düğmeden açılıp kapanıyor. Belki tek dezavantajı 580 gramlık ağırlığı, ancak o da diğer avantajlarıyla karşılaştırıldığında gözardı edilebilir.
Gelelim dinamoyu tahtından indirenler halojen farlara. Öncelikle halojen far ne? Prensipte halojen farlar normal lambalardan farksız, yani onlar da içlerinde bir ampul ile çalışıyorlar.
|  | Halojen ampul | Büyük boyut için tıkla! | |
Tek fark, halojen farlarda bu ampulün içinde adı –evet bildiniz- halojen olan bir gaz bulunması. Bu gaz kimyasal olarak ışığı veren telin sıcağa karsı dayanıklılığını arttırarak çok daha uzun ömre sahip olmasını sağlıyor. Bunun sonucu olarak halojen ampulün içinde normal bir ampule oranla çok daha fazla ısı üretiliyor, bu da elbette daha çok ışık, daha parlak ışık demek.
|  | CatEye halojen far | Büyük boyut için tıkla! | |
Halojen farların pek çok çeşidi var. Aşağı yukarı 2-Vat’tan başlayarak bazı modellerde 20-Vat’a ulaşabiliyorlar. CatEye, Trelock gibi 2-3 Vat civarı ışık üreten halojen farlar şehir içinde geceleri bisiklete binmek için fazlasıyla yeterli. Eğer ormanda ya da zifiri karanlıkta gece sürüsü yapıyorsanız kesinlikle daha yüksek ışık gücüne ihtiyacınız olacak. Halojen far üreticileri içinde ise çok az sayıda üretici daha yüksek rakamlara ulaşıyor. Bunlardan belki de en yaygını en güçlü halojen far üreticilerinden biri olan Sigma firması. Sigma sadece far değil, kalp monitörü, yol bilgisayarı vs. gibi elektrik-elektronik sahalarında en gelişmiş ürünleri üreten bir firma. Yıllardır halojen farlar içinde en yüksek güç sınıfındaki modeli ise Sigma Mirage.
|  | Sigma Mirage 5-Vat | Büyük boyut için tıkla! | |
Sigma Mirage 5-Vat enerji üretiyor, bu gücüyle halojen farlar arasında rakipsiz. Elbette normal piller yetersiz kaldığı için bisikletin şişeliğine takılan bir aküyle çalışıyor. Bu akü 3 saatten fazla kullanım sağlıyor. Standart 5-Vat’lık ampul normal halojen farlara fark atsa da Sigma’nın asıl özelliği ayrıca satılan 20-Vat’lık ampulü. Özellikle orman yollarındabu ampul farkını gösteriyor. Tabii bunun dezavantajı 3,5 saatlik akü süresi 1 saat civarına düşüyor, o yüzden yanınıza yedek akü almanız gerekebiliyor. Bu 20 ve 5-Vat’lık ampul beraber kullanılıp, gerekirse birbirlerinden bağımsız olarak yakılabiliyorlar.
 | Sigma Mirage 5+20 Vat | Büyük boyut için tıkla! |
Sigma’yı halojen camiasında gecen belki tek firma Lupine . Lupine Nightmare modeliyle 25-Vat’lık ışık üretimiyle kelimenin tam anlamıyla geceyi gündüze çeviriyor.
 | Lupine Nightmare | Büyük boyut için tıkla! |
Sigma’da olduğu gibi bisikletin şişeliğine takılan bir aküsü var, Sigma’ya göre avantajı farın uzak ve yakın olmak üzere iki kademeli olması ve aküsünün uzak farlarda 2, yakın farlarda 6 saate kadar dayanması. Dudak uçuklatan tarafı fiyatı, 380-600 Euro arasında değişiyor ve insana acaba bisiklet mi alsam yoksa far mi sorusunu sorduruyor.
Gelelim son yıllarda giderek yaygınlaşan bir diğer teknolojiye: LED. LED’in açılımı Light Emitting Diodes, Türkçe’ye ışık yakan diyot diye tercüme ediliyor. Diyot cereyan akımını yalnızca tek yöne gönderen iki terminalli yarı iletken. Akım aktif terminalde ışık oluşturuyor.
 | CatEye EL110 tekli LED | Büyük boyut için tıkla! |
LED’ler halojen farların aksine tek spektrumlu –tek renk de diyebiliriz- ışık değil, kullanılan terminalin maddesine göre değişik spektrumlu ışık üretiyorlar. Yani mavi, kırmızı ve tabii ki beyaz / renksiz ışık üretmek de mümkün. Kırmızı ışıklar örneğin arka lambalar için kullanılıyorlar. Bisikletlerde kullanılan LED’lerin ışık verme gücü ise yüksek sınıf halojenlerle karşılaştırıldığında pek parlak değil. Bu sebepten de mesela yeni model arabalarda arkadaki fren ve stop lambaları estetik görüntüleri nedeniyle LED’le yapılırken önlerde LED kesinlikle kullanılmıyor. O yüzden LED’ler sizin bir şey görmenizden çok görülmenizi sağlayan lambalar. En büyük avantajları çok uzun dayanan pilleri. Halojenler 3-5 saat giderken, LED’lerin en basitleri asgarî 30 saat gidiyor. Fiyatları halojenlerden biraz daha yüksek.
 | CatEye EL300 beşli LED | Büyük boyut için tıkla! |
Simdi tamamen sınıf atlayalım ve yolda veya ormanda, arabalarla fink atmanızı mümkün kılacak bir far sistemine geçelim, Xenon. Xenon son 2-3 yılın teknolojisi, gittikçe yaygınlaşan bir şekilde arabalarda kullanılıyor. Kirli beyaz halojen farlı arabalar içinde buz mavisi ve çok parlak farlar görüyorsunuzdur geceleri, bunlar Xenon, (tabii bir de Türkiye üretimli Xenon görüntüsü verip Xenon olmayan Doğan görünümlü Şahin ekolünden farlar var). Xenon sistemi adı üstünde, Xenon gazına (cinsi „soygaz“) dayanarak çalışıyor. Tüm soygazlar gibi Xenon gazı da elektrik akımı uygulandığında ışık üretiyor, bu yüzden Xenon farlarda ışığı üretmek için önce güçlü bir elektrik akımı yaratmak gerekiyor. Aynı şekilde bu akımı yarattıktan sonra kontrol etmek ve sabit tutmak için Xenon farlarda bir kontrol ünitesi de bulunuyor.
Özellikle üretim masrafı nedeniyle piyasada bisiklet modellerine gerçekten nadir rastlanıyor. En yaygın modeli Supernova üretiyor. Supernova’nın tek lambalı SX-10 ve çift lambalı P99-D modelleri bulunuyor.
 | Supernova SX-10 | Büyük boyut için tıkla! |
Tabii ki en büyük avantajları inanılmaz ışık gücü. Örneğin SX-10 10-Vat ışık veriyor, Xenon’da 10-Vat halojende 40-Vat’a !!! tekabül ediyor. Artık iki tane 10-Vat’lik lambanın bulunduğu P99-D modelinin gece nasıl çalıştığını hayal gücünüze bırakıyoruz. Ayrıca aküsü de –yine şişeliğe takılıyor- 4 saate kadar dayanıyor, ki bu da oldukça iyi bir değer. Yalnız tabii fiyatı parmak ısırtıyor, yaklaşık 600 Euro.
 | Supernova P99-D | Büyük boyut için tıkla! |
Rehber:
Yazıda geçen Cateye marka ürünler için Türkiye distribütörüSektor Bikes ile. Sigma Sport ürünleri için ise Aslı Bisiklet ile temasa geçebilirsiniz.
|