Bisiklet, toplum için geniş çaplı yararları olan bir aktivitedir. Çevreye dost,
hiçbir duman veya ses oluşturmayan bir ulaşım şeklidir. Kentlerimizdeki tıkanan
sorunların çözümünde önemli bir katkı sağlayacaktır. Bunlar, çoğu insanın ekonomik
yararına da olacaktır.
Bisiklet sağlıktır. Bisiklet bizi, zevkli ve sağlıklı fizik egzersize davet
etmektedir. Bisiklet hastalığı önler: Haftada 4 saatlik egzersiz geniş bir aralıktaki
hastalık riskini önemli derecede azaltır. Hatta haftada 1 saat bile önemli bir
azalma sağlamaktadır.
Haftada 4 saatlik bisiklete binme kolay bir egzersizdir. İşe giderken yarım
saat ve dönerken; ve hedefin üzerindeyiz artık. Yarım saatte çoğu insan 3 ile
8 km arasında bir mesafede bisiklete binebilir. Kapıdan kapıya, bisikletçi genellikle
bu mesafeler arasında araç kullanmadan daha hızlıdır. Ve, her gün işten eve
gidip gelirken değerli bir boş zamanda egzersiz yapılacaktır.
Düzenli bisiklete binenler daha az hasta olurlar. Bir Amerikan sigorta şirketinin
deneyimi, haftada çalışanlar arasında 3 kez egzersiz yaparlarsa hastalık nedeniyle
çalışılmayan günlerin %20 azaldığını ortaya koymuştur. Bu bulgular İsveçli otomobil
üreticisi Saab - Scania tarafından da onaylanmıştır. Düzenli egzersiz yapmayanlar
yılda ortalama 30 gün hasta hissederken, fiziken aktif olanlar yılda ortalama
sadece 8 gün hasta olurlar.
Orta derecede egzersiz birçok fizik ve mental fayda sağlar, bunlar;
- Kan şekerinin regülasyonu sağlar, yükselmesini önler,
- Zararlı kolesterolü düşürür,
- İmmün sistemi güçlendirir,
- Kalp, adale, kemik ve tendonları güçlendirir,
- Diyabet, kemik kırıkları, kardiyo-vasküler şikayetleri ve kanser riskini azaltır,
- Stres, yüksek tansiyon, anksiyete ve depresyonun hafif formlarının oluşma
riskini azaltır.
Faydalı olması için egzersiz düzenli olmalıdır. Günlük kısa yolculuklarda bisiklet
kullanmak, ihtiyacımız olan egzersizi yapmak için, uygun bir yoldur.
Bireysel bisikletçi için, çalışanlar için, toplumlar için, işe bisikletle gitme
sağlık için önemlidir.
Tüm bu nedenlerle bisiklet desteklenmeli ve ulaşım politikaları mümkün olduğunca
fazla sayıda insanın bisiklete binmesine yönelmelidir.
Yol Güvenliği;
Bisiklet kullanımında en büyük engel olan, yol güvenliğinin sağlanması, bisikletin
desteklenmesi politikasında merkezi tema olmalıdır.
Tüm diğer ulaşım modelleri gibi bisiklet ne tamamen güvenli değildir ne de birçok
insanın düşündüğü gibi tehlikeli de değildir. İngiltere'den Policy Studies İnstitute'den
Dr.Mayer Hillman, bisiklet ve sağlık üzerine bir seri makale yayımladı. Bisiklete
binmeyle kazanılan yaşam yılının, bisikletçiler arasında yüksek sayılabilecek,
20/1 kaza oranı ile kaybedilen yaşam yılına göre daha fazla olduğunu hesapladı.
İngiltere'den verilen rakamlar, bisiklete binenlerin daha uzun yaşadığını ve
binmeyenlere göre daha sağlıklı kaldığını göstermiştir.
Danimarka Bisiklet Federasyonu benzer çalışmaları ortaya koydu. Tıbbi araştırmalar
temelinde, günde ortalama 3 km bisiklete binen 5 milyon Danimarkalı toplam yaşamlarına
40 bin yıl eklemekte iken, her yıl ortalama 80 Danimarkalı trafik kazalarında
ölmektedir. Ortalama beklenen yaşam süresi 70 olarak kabul edilirse, ortalama
yaşta ölen bisikletçiler hesaba katıldığında, 3.500 yıllık toplumsal kayıp ortaya
çıkmaktadır. Bu kaybı toplam kazançtan çıkarırsak Danimarkalının net toplam
yaşam kazancının 36.500 yıllık yaşam olduğu görülebilecektir. Her ne kadar ortadaki
çok sayıda faktör daha ileri çalışmalara ihtiyaç gösterse de, bu hesaplama düzenli
bisiklete binmenin, toplumun sağlığına yararlı olduğunu göstermiştir. Bu aynı
zamanda Avustralya ve Yeni Zelanda'da yasa ile kask zorunluluğu getirilmesi
sırasında da, toplumun %10'nun bisiklete binmekten vazgeçmesinin, toplumsal
sağlığı olumsuz şekilde etkilediğini göstermiştir.
Bisiklete binme sonucu kazanılan yaşam yılı trafikkazasında kaybedilen yıllardan
20 kat daha yüksektir.
Yol şartları, çocuklar, yaşlı insanlar ve engelliler gibi hassas yol kullanıcıları
için uyarlanmalıdır. Daha düşük risk idraki olan ve daha sıklıkla düşme eğilimi
olan ve tek araçlık kazalara karışan çocuklar için kask kullanımının önemi açıktır.
18 km/saat hızla meydana gelen bir kazada kask, tam-gerçek bir koruma sağlamaktadır.
Ancak kask takılmasının sağlanması çocuğu bisikletten alıkoymamalıdır. Bisikletin
desteklenmesi politikasının başarısı için çocukların cesaretinin kırılmaması
gerekmektedir. Ailelerin, çocuklarının kask takmak ya da takmamak konusunda
bilgilendirilmeleri doğru olacaktır.
Avrupa ülkelerde binilen kilometre ile ölüm oranının karşılaştırılması.
 | C. Hydén, A. Nilsson & R. Risser, 1998 | Büyük boyut için tıkla! |
Yaşam tehlikelidir ve insanlar türlü çeşit kazada yaralanır ve ölürler. Diğer
ulaşım çeşitleri ve diğer günlük aktivitelerle karşılaştırılınca, bisiklete
binmeyen insanların sıklıkla sandığı ölçüde, bisikletin tehlikeli olmadığı görülecektir.
Gönüllü ve zorunlu kask kullanımı lehine yapılan kampanyalar bisikletin tehlikeli
olduğu kavramını abartmaktadır. Gerçekte ise, yayalarda olduğu gibi, şiddetli
yaralanmaya yol açan veya fatal yol kazaları, tek bir yaygın nedenden kaynaklanmaktadır-
bir motorlu araç tarafından çarpılmak. Bu sorunun tek çözümü ise, kaynağa yönelmek,
hız ile tehlikeli sürüşü durdurmaktır.
Tüm yol kazalarında kafa travmaları sadece bisikletçilerde değil, sürücülerde,
yayalarda da görülmektedir. İngiltere'de 1987-1991 arası yolda meydana gelen
kazalarda yaralananlar üzerine yapılan araştırma sonuçları şu şekildedir.
 | | Büyük boyut için tıkla! |
Her kategoride yol kullanıcılarında toplam yaralanan kurban sayısının yol kazalarındaki
ölüme oranı ise şu şekildedir (Source: Anuario Estadístico de Accidentes, 1997.
Ministerio del Interior, Madrid, Spain).
 | | Büyük boyut için tıkla! |
Yollar, çocuklar ve yaşlıları içeren toplumun tüm üyelerine özgürce hareket
imkanı vermelidir ve yaralanma ve ölümleri azaltmanın en iyi yolu, motorlu araçların
yol hiyerarşisindeki pozisyonuna son vermektir. Bu ancak araç hızını kesmek
ve motorlu araç trafik hacmini düşürmekle ve çoğu zararda rolü olan motorlu
araç sürücülerine yönelik yasal düzenlemeler yapmakla mümkündür.
Danimarka'da kaza sayısı yarıya inerken aşağıdaki önlemlerin alınması kabul
edildi.
- Kentsel alanlarda hız limitlerinin düşürülmesi,
- Sarhoş araç kullanan tutukluların tedavisi ,
- Genç sürücülere ve sarhoş sürücülere yönelik kampanyalar,
- 15 - 19 yaşlarda yol güvenliği eğitimi,
- Kazalarda kara noktaların yok edilmesi,
- Kamyonların dizayn ve ekipmanında genel güçlendirme,
- Yoğunlaşmış motorlu araç trafik kontrolü,
- Yeni bisiklet çizgileri ve bisiklet yolları.
Hollanda yine, aynı çizgide düşünmektedir. Yaklaşımları, bisikletçileri, hızlı
hareket eden ve yoğun motorlu araç trafiğinden ayırmaktır. Mümkün olsa da olmasa
da, araç hızı kent içinde 30 km/saat ile sınırlandırılmıştır. Hollandalılar
halen güvenliğin artırılmasında bir rekora da sahiptirler. 1996'ya kadar 26
yılda bisikletçi yaralanmaları yarıdan fazla düşürülmüştür ve kask kullanan
bisikletçi sayısı hala sıfıra yakındır.
İngiltere, kendi yol politikasını yenilemektedir. Ve Ulusal Bisiklet Stratejisine
adapte etmektedir. Bisikletçi sayısını 2012'ye kadar bunu ikiye katlamayı amaçlamaktadır.
Sonuç olarak, yaygın şekilde bisiklet kullanılan ülkelerde, riski azaltmak
için, bisiklet kaskı kullanımını teşvik veya zorunlu kılmaktan ziyade, daha
güvenli yol şartlarının sağlanması yönünde stratejiler seçilmiştir.
Bisikletin ciddiye alınması için birçok neden vardır. Bisiklet çevreyi korumamıza
yardım eder ve kalabalık kentlerimizde çok az bir yer kaplar. Kirlilik yaratmaz.
Her bir bireyin kolayca ulaşabileceği bir hareket formudur. Bireysel ve kentsel
sağlık sorunlarının çözümlenmesinde bisiklet ciddi bir alternatiftir.
|