Gillette Mach3 Turbo Outdoor Challange 2005 iki hafta önce 17 Temmuz Pazar günü
sona erdi. Merak edenler için yasadıklarımızı sizinle paylaşmak istedim.
11.07.2005 Pazartesi Eğitim Günü
İşte artık ön elemeyi kazanan tüm arkadaşlar sabahın bu erken saatinde AKM
önündeydi. Tanıdık yüzlerin dışında ilk defa karsılaştığım kişiler de vardı
aramızda. Yaklaşık yarım saat beklemeden sonra otobüse binip kamp yerine doğru
yola koyulduk. Otobüs içinde Nilgün Hanım elemeleri geçen 2 bayan yarışmacının
gelemeyeceklerini yeni haber verdiklerini ve 18 yerine 16 kişi kaldığımızı bildirdi.
Keşke organizasyonun daha önce haberi olup başka 2 yarışmacıya bu fırsat verilebilseydi.
Yolda kısa bir mola verdik burada kamp boyunca bizimle beraber kalacak Kanal
D ekibinden yönetmen, kameraman arkadaşlar, televizyon program sunucuları Cağla
Kubat ve Toprak Sergen bizleri bekliyordu. Onlarla kısa bir tanışmadan sonra
tekrar yola koyulduk.
Kamp yeri Ömerli gölü kıyısında çok güzel bir yerdi. Gecen seneki final yarısında
kamp yerinin biraz açığındaki iki kıyıyı yüzerek geçmiştik.
Burada da bizi tüm etapları organize edecek olan Ali Rıza ve ekibi bekliyordu.
Sıcak bir karşılamadan sonra bize gösterilen çadırlara eşyalarımızı bırakıp
kahvaltı ettik. Tuvaletler, yemek çadırı, ambulans dahil her şey çok iyi organize
edilmiş gözüküyordu
Bugün etaplarla ilgili Eğitim günüydü. Bu yılki organizasyonda gecen yıldan
farklı olarak GPS, ATV ve Jip kullanmamız gerekecekti, bu ilk günde bunların
dışında pusula, harita bilgisi, navigasyon, ip, bisiklet ve kano kullanma hakkında
bize hafta boyunca faydalı olacak bir çok şeyin eğitimini aldık. Aynı zamanda
herkes birbirini tanımaya başlamıştı. Eğlenceli gecen bu günün sonunda herkes
çadırlarına çekildi. Fakat bizim tarafımızdan bir yanlış anlaşılmadan dolayı
Utku ve ben sporcu çadırları dışında başka bir çadıra yerleşmiştik gerçi daha
sonra çadırımızı diğerlerinin yanına taşıdık ama onların arasında yıkımı bekleyen
bir gecekondu gibi farklı duruyorduk. Neyse ki Ali Rıza'nın gazabından sonra
bir gece için izin almıştık.
12.07.2005 Salı
Sabah çok erken kalktım, gölün manzarası gerçekten muhteşemdi. Gölün üzerinde
buharlaşan su ve üzerindeki hafif sis bulutu görülmeye değerdi.
Her gün ne yapacağımız o günkü kahvaltı sonrası sabah brifinginde bize bildiriliyordu.
Bugün Ali Rıza bizleri 4 kişiden oluşan 4'erli gruplara ayırmıştı ve gün boyu
herkes takımıyla farklı etaplarda mücadele etti. Benim takımımda Kemal, Beyhan
ve Irmak vardı.
İlk etapta Yaklaşık yarım saat koştuk, daha sonra sırtımızda koca bir kütüğü
bir yerden diğer bir yere taşıdık, gölün bir kısmını yüzerek geçtik. Biraz Atv
kullandık. günün sonunda ise sürpriz bir etap bizleri bekliyordu. Bu etapta
ikişer takım birleşerek beraber yarışacaktı. Gösterdikleri yöne koşmaya başladık
iki takımda birbirine yakın koşuyordu. Dönmemiz gereken yerde 2 jip bizi bekliyordu
ben önce etrafından dolaşıp döneceğimi zannettim fakat önce diğer takım ve hemen
arkasından biz jipin içine bindik. Kalan kısmı jip ile tamamlayacağımızı sanıyorduk
fakat orada bulunan Ekrem bize dönüsü jipleri iterek devam etmemiz gerektiğini
söyleyince bu bize sürpriz oldu. Özellikle yolun sonlarındaki eğimde jipi itmek
hiç de hoş değildi.
Bir Günü daha böylece bitiriyorduk. Ali Rıza yeni takımları açıkladı. Benim
takımımda Burcu, Ümit ve Hakan Işık bulunuyordu. Bakalım yarın bizi neler bekliyordu?
13.07.2005 Çarşamba Dayanıklılık Günü
Bugün tahminimizden de erken başlamıştı. Saat 02:00 civarında herkes süpriz
bir şekilde kaldırıldı bizden 10 dk. içinde bütün malzemelerimizle hazır olmamız
isteniyordu. Açıkçası böyle bir sürpriz aklımdan geçiyordu ama bu gece değil.
Sırt çantamı almıştım ama yeterli suyum yoktu. Allah Burcu'dan razı olsun gece
boyunca onun suyunu paylaştık. Gece orienteering yapacaktık. Başlangıç noktasında
her takımın eline bir harita verildi ve harita üzerindeki 5 noktaya sırasıyla
ulaşmamız gerekiyordu. Harita bendeydi, haritada ölçek olmaması şaşırtmıştı
beni. İlk noktamız gol kenarındaki bir girintide gözüküyordu. O yöne doğru koşmaya
başladık. Gitmemiz gereken noktadan daha önce bir girinti daha vardı ben ısrarla
hedefi orada aradım. Bu bize çok zaman kaybettirdi aslında hedef daha ileride
bulunan daha belirgin girintideydi. İkinci hedef için güneye doğru bir tepeye
çıktık hedef yol ayrımında bir çukurdaydı. doğru yere geldiğimiz halde çukuru
gece karanlığında zor bulduk. Hemen 3. hedefe doğru koşmaya başladık burada
ise bir sapakta hata yapıp yanlış yöne koştuk geri dönüp doğru yöne koşmaya
başladığımızda yine zaman kaybetmiştik. 4. ve 5. hedefi hatasız bulmuştuk. 5.
hedeften kampa dönerken geçit vermeyen yol yerine biraz daha uzun fakat güvenli
olan yolu tercih etmemiz bize burada zaman kazandırdı.
Bu etap sonunda kendime çok kızdım çünkü hiç yapmaman gereken iki büyük hata
yapmıştım bu etabı çok daha kısa surede bitirmemiz gerekiyordu.
Sonuçta diğer takımlar da hata yapmıştı ve biz 2. olmuştuk.
Yeni güne başlamadan Yaklaşık 2 saat kadar daha uyumaya vaktimiz vardı ve hemen
çadırlara yerleştik. Kısa bir süre sonra sabah oldu. Uzun bir gün daha bizleri
bekliyordu.
Kahvaltıdan sonra verilen brifing sonrası uzun soluklu yeni bir etap için hazırlandık.
Bizim takıma Neval'de katılmıştı bugün.
3 takım aynı anda start aldık. Koşu etabı ile başlamıştık, yollara yerleştirilen
işaretleri takip ediyorduk. Bir süre beraber gittikten sonra biz biraz arayı
açmaya başladık. Aslında bir gün önce Neval'in dizlerinde yaşadığı problem beni
çok düşündürüyordu ama bugün hiç de fena değildi. Özellikle inişlerde ağrısı
artıyordu ama hiç şikayet etmedi. Ümit, Özellikle Burcu'da çok iyi koşuyorlardı
Hakan bir ara geri kalsa da onu pek dert etmiyordum çünkü bizden kopma sansı
yoktu. Sanırım hanımı arkada kaldığı için onu görmek istedi. çok dik bir tepede
bulunan ilk kontrol noktasına birinci gelen takım bizdik. Orada kutsal tası
öptükten! hemen sonra dinlenmeden inmeye başladık. Tekrar kamp alanına geri
donuyorduk burada kano etabı başlayacaktı. Bize bazı koordinatlar verildi ve
hemen yola koyulduk Ben-Burcu-Neval bir kanoda Ümit ve Hakan diğer kanodaydı.
GPS'i Ümit kullanacaktı. Aslında koordinatları girerken kürek çekemediği için
bir ara geri kaldılar. GPS'i kullanan kişinin 3'lü grupta olması herhalde daha
doğru bir karar olacaktı. Yinede gayet iyi gidiyorduk arkamızda görünen başka
bir takım yoktu. Uzun bir kano etabından sonra bir sürü karabatağın ağaç üzerine
yuva yaptıkları ıssız bir koya girdik. Burası trekking etabına başlayacağımız
yerdi kanoları hemen bırakıp sık ağaçların arasından GPS'in gösterdiği yönde
ilerlemeye başladık trekking başlangıcı etabın en hoş yeriydi sık çalıların
ve ağaçların arasından devam ettik. Bir sure sonra ana yola çıkmıştık kısa bir
sure sonra bisikletlerimizi aldık. Hem GPS'e koordinat girip hem de devam ediyorduk.
Bisiklette ana yoldan çıkmadan devam ederken Burcu'nun lastiği patladı. Fazla
vakit kaybetmek istemediğimiz için lastiği biraz şişirip Hakan'a taktık. Burcu
ve Neval bisiklette gayet iyi gidiyordu Neval'in dizlerinden hiçbir şikayeti
yoktu, Hakan ise patlak lastikle çok iyi bir performans gösteriyordu. Yaklaşık
3 köy geçtikten sonra dönüş noktasına ulaşmıştık. Simdi aynı yoldan kamp yerine
kadar dönecektik fakat Hakan'ın lastiğini artık değiştirmemiz gerekiyordu. Bir
çeşmede sularımızı doldurup lastik değiştirdikten sonra devam ettik. Ümit günün
diğer başarılı isimlerindendi GPS ile iyi idare etti. Bisikletlerimizi bıraktığımızda
bir takım bisikletlerini yeni alıyor diğeri ise o noktaya gelmek üzereydi. Saate
baktığımda aramızdaki fark 50 dakika kadardı. Hemen koşarak aynı yoldan kanolara
doğru yola koyulduk. Dönüş yolunda ise Bucu'nun performansı etkileyiciydi. Bir
ara ağaçların arasında bizden hızlı kendini kaybettirdi. Sonunda kanolara ulaşmıştık.
Dönüşte Burcu-Ümit ikilisi ve Ben Hakan-Neval kanodaydık. Arkadan esen rüzgar
ve bir ara Neval'in yağmurlukla açtığı yelken sayesinde hızlı yol aldık. gün
sonunda kampa ulasan ilk takım biz olduk. Yaklaşık 7 saat süren bu maceradan
sonra gölde duş almayı ve iyi bir yemeği haketmiştik. Doğrusunu söylemek gerekirse
gece orienteering ve gündüz yaptığımız dayanıklılık etabı en keyif aldığım etaplardı.
Aksam yemeğinden sonra maalesef günün en tatsız isi vardı; ilk eleme. Ali Rıza
bu gece bizlere aramızdan bir erkek yarışmacıyı elememiz gerektiğini söylemişti.
Bence bu seneki organizasyonun en keyifsiz yönü yarışmacıların kendi arasında
birilerini elemesiydi. Keşke bu eleme performansa göre en zayıfın elenmesi şeklinde
olabilseydi. Sonuçta bu eleme gerçekleşti ve aramızdan Zafer arkadaşımız elendi.
Şimdi 15 kişi kalmıştık.
14.07.2005 Perşembe Navigasyon Günü
Bu sabah Ali Rıza yeni takımları açıkladı. Bu takımlar artık final gününe kadar
bozulmayacaktı. Her gece bir eleme gerçekleştirilecek ve takımlar kendi içlerinde
eleme yaptıktan sonra Pazar gününe 3 bay ve 3 bayan yarışmacı kalacaktı. Final
yarışında takımlar bu finalistler arasında yeni bir kura çekiminden sonra tekrar
belirlenecekti.
Benim takımımda Bahar, Nil, Taclan ve Utku vardı. Aslında Utku ile aynı takımda
olmak hiç hoşuma gitmedi çünkü sonunda birimiz elenecektik. Utku ile çok eskiye
dayalı bir arkadaşlığımız vardı ve Yurt dışında beraber aynı takımda 5 günlük
bir macera yarışı koşmuştuk. Onunla finalde ayrı takımlarda yarışmak isterdim.
Sarı renkli bipler içinde civcive benzediğimiz için takım ismini Civcivler koyduk.
Bugün navigasyon günü sabah öğlene kadar kano ile navigasyon öğlenden sonra
ise bisiklet ile navigasyon vardı.
Kano ile ilk biz start aldık belli zaman aralıkları ile diğer takımlar arkamızdan
başlayacaklardı. Bize bir kağıt üzerinde yazılı koordinatları verdiler GPS ile
o noktalara sırasıyla ulaşmamız gerekiyordu. Kanodaki her yarışmacı sırasıyla
GPS'i kullanacaktı. Başlangıçta biraz bocaladık fakat Taclan ise olaya el koyarak
ilk GPS koordinatlarını düzgün bir şekilde girdi ve noktaları bulmaya başladık.
bütün noktalar gol kenarındaki çeşitli koylara yerleştirilmişti. Fena gitmiyorduk
bir ara koordinat kağıdını suya düşürüp yazılar okunmaz hale gelse de noktaların
tamamını doğru bir şekilde GPS'e kaydetmiştik. Her takım farklı yönlere gittiği
için öndemiyiz kestiremiyordum. Artık son noktaları topluyorduk bir noktada
biraz hata yapıp karadan dolaşmak zorunda kaldık ama onu da basarıyla bulmuştuk.
Artık kamp yerine dönmeye başladık bizim gibi geri donen başka bir takım görünmüyordu.
Sonuçta kampa ulasan ilk takım biz olmuştuk. Bizden sonraki takım bizden Yaklaşık
1 saat sonra geldi.
İyi bir dinlenme fırsatı bulup öğlen yemeğimizi yemiştik. Sırada mtb-o vardı.
Harita ve pusula ile bisiklet orienteering.
Yine ilk biz start aldık. Harita bendeydi toplam 8 noktaya gidecektik. İyi
bir Başlangıç yaptık fakat hemen baslarda benim arka lastiğim patladı durup
değiştirmek bize zaman kaybettirmişti. 1. ve 2. noktayı zorlanmadan bulduk 3.
noktaya giderken aynı arka lastik tekrar inmeye başladı başka yedek lastiğimiz
kalmadığı için durup şişirip devam ediyorduk. 3. ve 4. noktayı da basarıyla
bulmuştuk. 5. noktaya giderken kamp yolundan geçebilirdik ve öyle yaptık burada
kısa bir pit stopla lastiğimiz kamadaki arkadaşlar tarafından onarılmıştı. Fakat
kampa gelirken Taclan talihsiz bir şekilde duştu ve kalan bolümde bize eslik
edemedi. 5. noktayı da kolayca bulmuştuk. Sırada 6. noktaya gitmek varken ben
daha yakın olan 8. noktaya gitmeyi önerdim. Bize numaralara sırasıyla gidin
denmese de sırayı bozmamamız gerekiyordu ama Şeytana uydum bir kere. 5. noktadan
sonra sadece 8. noktaya konsantre olmuştum. Dik bir yamaçtan indikten sonra
batıya doğru gidip dik bir tepe çıkmamız gerekiyordu. Hemen o yola saptık yönümüz
doğruydu fakat haritaya göre daha dik çıkmamız gereken bir yokuş yerine daha
az eğimli bir yerden çıkıyorduk. İçime bir kurt düşmüştü ama haritada civarda
başka yol gözükmüyordu. Çıktık, Çıktık ve yine Çıktık artık civarın en yüksek
tepesinde ve harita dışındaydık. Yolu da uzatmıştık. Sanırım numara sırasını
takip etmediğimiz için Allah tarafından cezalandırılmıştık. Siz siz olun benim
gibi bu tip uyanıklıklar yapmaya çalışmayın. Farklı bir yoldan tekrar haritaya
girip kamp yerine donduk. Bu bana iyi bir ders olmuştu diğer takım elemanlarından
da bu hata için özür dilerim. Kampa döndükten sonra Barış'a anlattım ve o da
bana bizim girdiğimiz yolun haritada olmadığını söyledi. Bu iki yol aynı yerden
başlıyor biraz paralel gidip yavaşça birbirinden ayrılıyordu ben en bastaki
o farkı kaçırmıştım. Haliyle günün son etabının sonuncuları bizdik.
Aksam yemeğinden sonra tekrar eleme vakti gelmişti. Bizim takımda biraz da
kendi isteğiyle elenen Taclan olmuştu. diğer elenenler ise Beyhan ve sürpriz
bir şekilde Ümit olmuştu. Artık yatma vakti gelmişti.
15.07.2005 Cuma Takım Çalışması Günü
Sabah kahvaltısından sonra Ali Rıza bize bugünün takım Çalışması Günü olduğunu
söyledi ve takımlar farklı etaplarla başladı.
Bizim ilk etabımız iki kıyıya tripot kurup 1 saat içinde ip üzerinde karsıya
geçmekti. Fena başlamadıkama tripotun birini kıyının biraz gerisine kurmuştuk
ve üzerinde yürüyeceğimiz ipi fazla geremedik sonunda salınım fazla olunca başaramadık.
İlk deneyen Nil oldu daha sonra suremiz bitti.
İkinci etapta suya batan jipi sırasıyla herkes vinç ile sudan dışarı çıkardı.
Üçüncü etapta ise gözlerimiz kapalı jip kullandık. Yanımızda Ali Rıza bize
komutları veriyor bizde uyguluyorduk. Bu çok enteresan bir deneyim olmuştu benim
için.
Aksam ustu bütün takımlar aynı anda ikişer kütük ikişer bidon ile sal yapıp
karsı kıyıya geçmeye çalıştı. Sanırım günün en Eğlenceli etabı bu oldu. Televizyondan
izlediyseniz o komik halimizi görmüşsünüzdür.Bizim yaptığımız sal dönüşte nerdeyse
darmadağın olmuştu.
Özellikle Hakan ve takımı bugünün en başarılısıydı tripot ve sal etabını en
iyi onlar becerdi bizim takımda ise Utku çok çabaladı doğrusu.
Tam gün bitiyor artık derken jipin birinin gol ortasında kaldığı acil olarak
önce içinde yaralı iki kişiyi daha sonra ise jipi sudan çıkarmamız istenmişti.
Burada bütün takımlar beraber çalışacaktı ve yine 1 saatimiz vardı. Elimizde
ipler, karabinalar, makara ve karşı iki kıyıdaki birer jip ile bu işi halletmemiz
gerekiyordu. Hakan'ın önderliğinde ve Utku'nun başarılı performansıyla surenin
tamamlanmasına çok az bir zaman kala bu isinde üstesinden gelmeyi basardık.
Artık aksam yemeğini yiyebilirdik. Yemek sonrası yeni bir eleme daha yapılacaktı.
Takımda ben, Utku, Bahar ve Nil kalmıştık. Elemeler yapıldı ve bizim takımda
ortak iki isim çıktı, iki kişi beni yazmış iki kişi ise Nil yazmıştı. Elenecek
kişi artık kura çekiminden sonra belli olacaktı. Bu görev Çağla'ya verildi ve
o da Nil'in ismini çekti. O ellerin dert görmesin Cağla bu aksam tam anlamıyla
direkten dönmüştüm. diğer elenenler Hakan Işık ve Kemal'di.
Yemek öncesi Faruk GPS ile koordinat girmeyi benimle beraber çalışmak istedi.
Bizde ayrı bir yerde çalışıyorduk yanımıza önce Utku daha sonra Bahar geldi.
Biraz sonra bizim takımı beraber gören Nil yanımıza geldi sanırım Utku ve Bahar'a
bu aksam Nil'i eleyelim dediğimi zannetti. çünkü bana karsı biraz tavır almıştı
hatta Utku'ya niye toplandınız Milhan size ne dedi demiş. Ama ben diğerlerini
oyları hakkında yönlendirmedim. Neyse beni diğer yazan ise doğal olarak Utku
olmuştu. Ona da çadırda sıkı bir sopa çekerek haddini Ben Utku'yu yazmayı son
eleme hariç hiç düşünmedim çünkü hep en?bildirdim zayıfın elenmesinin doğru
olduğunu düşünüyordum.
16.07.2005 Cumartesi Yarı Final
Artık her takımda 3 kişi kalmıştı ve yarı finale yakışan uzun bir etap bizi
bekliyordu.
Jiplerle start alacaktık kanoları jiplerin üstüne bağlayıp bisikletleri içeri
koyduk ve sırt çantalarımızla beraber diğer tüm malzemeleri jiplere yerleştirdik.
Elimize GPS, yeni koordinatlar, yol notu ve bir de harita verilmişti. Jipi Utku
kullanacak ben de koordinatları girip yolu tarif edecektim.
Bütün takımlar aynı anda start aldık ve biz hemen öne geçtik tek geçişli orman
yolunda hem Utku'ya yolu gösteriyor hem de koordinatları giriyordum.
CP1 Taşdelen Orman Yangın gözetleme kulesiydi oraya toplu olarak vardık. Daha
sonra Elmalı barajına varıp oradan ip inişi yapmamız gerekiyordu. Fakat bir
ara orman içinde yanlış bir yola saptığımızda benzinimiz bitti Yaklaşık 20 -
25 km sonra depo ibresi full gösterirken benzin bitmesi çok tuhaftı. Hemen arkamızdaki
hakem arabasının yardımıyla jipi benzinciye çekip depoyu doldurmuştuk. Elmalı
barajını aramaya başladık bir kaç hatalı yol seçiminden sonra baraja ulaştık
bu arada Hakan-Burcu-Emre üçlüsü ip inişi yapmış jiplerine geri donuyorlardı.
Biz ip inişi yapacak 2. takımdık. çok güzel bir yerden iple indik. Sabah start
öncesi yemeklerimizi parkur içinde alacağımız söylenmişti ve on an geldi yemek
poşetleri derenin ortasında bir tas üzerinde duruyordu suya girip yemekleri
aldık. Bu ince düşüncesinden dolayı Ali Rıza'ya teşekkür ederim yine ıslatmıştı
bizi.
Hemen jiplere geri donduk yeni hedef Çubuklu vapur iskelesiydi vakit kaybetmeden
yola Çıktık. Sahil yoluna inip kısa bir sure sonra iskeleye vardık fakat boğaz
fazla dalgalı olduğu için kanoları biraz daha ileriden denize indirecektik böylece
kano mesafesi biraz kısalmıştı.
Jipten kanoyu indirip Utku ve Ben başladık kürek çekmeye Bahar ise jipi kanoları
bırakacağımız yere götürdu. boğaz dibindeki evler gerçekten muhteşemmiş. Yaklaşık
20 - 25 dakika sonra Anadolu Hisarı Göksu deresi içine girip kanoları bıraktık
bundan sonra bisiklet ile devam edecektik. Bisikletlerin on tekerleklerini takarken
bir problem yasadık fakat onu da fazla uzun sürmeden tamir ettik. Hakan-Burcu-Emre
üçlüsü hala önümüzdeydiler. Polonezköy tarafına doğru pedal çevirmeye başladık
onları bir an evvel yakalamak istiyorduk. Tempomuz gayet iyiydi Özellikle Bahar
iyi çeviriyordu. Uzun bir sure bu şekilde gittikten sonra nihayet bir yokusun
tepesinde öndeki takım görülmüştü. Dik ve uzun bu yokuşta Burcu ve Emre bisikletten
inmiş bisikleti itiyorlardı. Bizi görür görmez bisiklete atlayıp tekrar pedal
çevirmeye başladılar o anki panik görüntüleri çok hoştu eminim bizi bu kadar
erken beklemiyorlardı. Yanlarından geçerken Burcu'yu kızdırmak için bizden öyle
kolay kolay kurtulamazsınız dedim. Civcivleri hiçbir zaman hafife almamaları
gerekiyordu.
Fakat ben Yaklaşık 35 farklı koordinatın tamamını giremediğim için onları geçsek
bile biraz ilerde durup yeni koordinatı girmem gerekiyordu. Halbuki telefonla
mesaj yazma ustası olan Burcu kendi takımlarının koordinatlarının tamamını girmişti.
Bu geçip geri kalma isi birkaç kez devam etti ve onlar bir çeşmede durdu aynı
şekilde bizde herkes su içerken ben son koordinatları giriyordum. Bu noktada
GPS'in biraz sapıttığını itiraf etmeliyim onlar geri gitmeye başladı ve arkalarından
biz. önce geri gitmemizi gösteren GPS simdi tam tersini gösteriyordu yol notlarındaki
Mahmut Şevketpaşa isimi de bizi şaşırtmıştı. Sonuçta yine geri donup doğru rotaya
girdik. Artık son koordinat noktasına ulaşmak üzereydik. Ben bu noktada bisikletleri
bırakıp trekking yapacağımızı sanıyordum. Fakat geldiğimiz yerde hiç kimse yoktu
ve geri dönmeye başladık Cp4'e ulaşmak için bir alternatif yol daha vardı o
yolu tercih ettiğimizde Hakan-Burcu-Emre üçlüsü ile karsılaştık. Onlarla kısa
bir fikir alışverişinde bulunduktan sonra beraber devam ettik. Fakat düşündüğümüz
yoldan CP4'e ulaşmak öyle kolay olmadı çünkü girişi yasak bir devlet arazisine
gelmiştik kapıdaki bekçi bize izin vermedi bu arada Ekrem devreye girerek olayı
çözmüştü. Bisikletleri bırakmıştık artık fakat kanolara ulaşmak için kısa bir
mesafeyi yüzerek geçmemiz gerekiyordu. İki takımda aynı anda suya girdi kanolara
ulasan ilk takım az bir farkla da olsa biz olduk. Bundan sonra kano etabı kamp
yerinde bitecekti. Yol boyunca diğer takımla aramızdaki farkı koruyarak kamp
yerine gelen ilk takım biz olduk. Aslında bence bugünün iki birincisi vardı.
Aksam kamp yerinde bizi bu sefer güzel bir sürpriz bekliyordu. Nefis bir açık
büfe kurulmuş ve kuzu çevirme yapılıyordu. Sanırım kampın en güzel aksam yemeği
bu oldu.
Yemek sonrası son eleme yapılacaktı artık finalistler belli olmak üzereydi.
Bizim takımda kaderimizi Bahar belirleyecekti. İlk elenen Irmak, ikinci elenen
Emre bizim takımdan ise Utku elenmişti. Beni seçtiğin için teşekkürler Bahar.
Artık en kuvvetli 6 kişi kalmıştı. Sıra final esleşmesine geldi finalin adı;
Milhan - Neval
Hakan - Burcu
Faruk - Bahar oldu.
17.07.2005 Pazar FİNAL
İste artık bir hafta suren hazırlık ve yarışlar sonrasında telafisi olmayan
son final gününe gelmiştik.
Yine jiplerle start alacaktık kura çekimi ile jip, GPS ve kano secimi yaptık.
Kano bisiklet diğer malzemelerimizi jiplere yükleyip artık start vaktini bekliyorduk.
Bizlere yeni koordinatlar yeni bir yol notu ve harita verildi.
Jipi ben kullanacaktım Neval ise yol boyunca koordinatları girecekti bu sefer
daha fazla koordinat vardı.
Start verildi ve başladık Hakan-Burcu ikilisi hemen öne geçtiler arkasından
Faruk-Bahar ve en arkadan biz. Yol notuna göre Fatih Sultan Mehmet Köprü'sünü
jiplerle geçip Kilyos sahiline kadar devam edecektik. Başlangıçta dun geçtiğimiz
aynı yoldan gidiyorduk fakat dun jipi Utku kullanırken ben sadece koordinat
girdiğimden yollar bana tamamen yabancı geliyordu onun için mümkün olduğu kadar
öndekilere yakın gidiyordum fakat Hakan-Burcu ikilisi gerçekten hızlıydı önce
jipi takip ediyordum daha sonra toz bulutlarını fakat asfalta çıkınca izlerini
kaybettirmişlerdi. Bu arada normal olarak bu bozuk arazide koordinat girmeye
çalışan Neval'i sarsıntıdan jip tuttu. Biraz ara verdikten sonra asfalt yolda
tekrar yeni noktaları girmeye başladık.
Köprü çıkısından önce onları yakalamayı başarmıştık. Köprüyü 3 jip beraber geçtik.
Sanırım üstümüzdeki kanoyu iyi bağlayamadık, altındaki yeleklerle beraber kano
öne doğru gelmiş ve görüş alanımızı bir miktar kapatıyordu. Kilyos için Belgrad
ormanı yoluna girdik. Trafik yoğunluğu nedeniyle bayağı yavaş ilerliyorduk bu
bir bakıma iyiydi çünkü koordinatları girmeye vaktimiz oluyordu.
Kilyos sahiline biz 3. ulaştık. diğer iki takım hemen sahil koşusuna başlamıştı.
Biraz arkadan biz geliyorduk kalabalık sahilde hızlıca koşuyorduk. GPS bir sonraki
noktanın fazla uzakta olmadığını gösteriyordu. Sahilden ayrılıp ana yola gelince
ATV'leri alacağımız noktaya ulaştık. Şaşırtıcı bir şekilde oraya gelen ilk biz
olmuştuk. Hemen kaskları takıp devam ettik ana yola çıkınca diğer iki takımın
geri döndüğünü gördüm. GPS inatla sola Dönmemiz gerektiğini gösteriyordu ve
biz de öyle yaptık. Fakat soldaki bu arazi yolu bizi kör bir noktaya ulaştırdı
geri donup tekrar ana yoldan devam ettik. Bu sırada bizi geçmişlermiydi acaba?
Uzun bir sure hiç asfalttan ayrılmadan Topuzlu Bent'deki ip geçişine ulaştık.
Bizden önce kimse yoktu buraya ilk biz geldik. Hemen Atv'leri bırakıp ip geçişi
yapacağımız yere geldik. İlk ben geçecektim fakat ip sıcaktan çok fazla esnemişti
makara ile bente paralel geçmem gerekirken ip esnemesinden dolayı ayaklarım
devamlı yerdeydi. Benden sonra bu ip etabı iptal edilmişti.
Bundan sonra bisikletle devam edecektik. Hemen yola koyulduk GPS Belgrad Ormanı'nı
gösteriyordu. Ormana girdik bir müddet devam ettikten sonra GPS'in yönü tekrar
değişti geri dönmeye başladık kenarda bir patika vardı ve hemen oraya daldım
şimdi yönümüz düzelmişti ve Ormanın diğer kapısından dışarı asfalt yola Çıktık.
Fatih çeşmesine doğru devam ediyorduk.
Yol notuna göre jipleri almamız gereken yere ulaşmıştık fakat kimse yoktu biraz
ileri gidip tekrar geri donduk bunu iki kez daha yaptık bu is beni bayağı kızdırdı
ve devam etmeye karar verdik jipler bizi bir sonraki su kemerinde bekliyorlarmış.
Bu noktaya da ilk varan biz olmuştuk. Hemen jipe bindik fakat bu sefer bayanların
kullanması gerekiyordu. Neval ehliyetini yeni almıştı jipi kullanmak ona biraz
zor geldi. Hemen başlangıçtaki yol ayrımında GPS sağdaki yolu gösterdiği için
saptık fakat ilerledikçe okun yönü değişti artık geri Dönmemiz gerekiyordu dönüş
esnasında jipi stop ettirdik maalesef jip marş dinamosundaki bir problemden
dolayı iterek çalıştırmak zorundaydık ve bulunduğumuz nokta bu is için hiç elverişli
değildi. Sağolsun bizimle beraber gelen hakem ve kameraman arkadaş sayesinde
vurdurarak tekrar çalıştırdık. Artık doğru yolda ilerliyorduk ama hızımız çok
yavaştı ve şehir içine girmiştik artık trafik ışıkları başlamıştı ilk ışıklarda
jipi tekrar stop ettirdik. Yine itip çalıştırdık. Bu 4-5 kez daha olmuştu. Bir
ara sanırım buraya kadar diye düşündüm çok vakit kaybediyorduk. Her an bize
el sallayarak yanımızdan geçiceklermiş gibi geliyordu bana.
Sonunda Minyaturk'u biraz geçtikten sonra kanolara bineceğimiz Haliç kıyısına
ulaştık. Hızla kanoyu Haliç'e doğru taşımaya başladık Ali Rıza diğer takımın
fazla arkamızda olmadığını söyledi. Resmen nefeslerini ensemizde hissediyorduk.
Kanoyu Haliç'e indirip arkamıza bakmadan süratle kürek çekmeye başladık. Eski
Galata Köprüsüne çıkıp diğer tarafa ip geçişi yaptıktan sonra yarış sona erecekti.
Yolu yarılamış sayılırdık artık. Arkama baktığımda çok fazla gerimizde olmadıklarını
gördüm. Bu son metreler hiç bitmek bilmedi. Ama bizi yakalayamadılar. İpe ilk
ulasan ve karsıya ilk gecen takım biz olmuştuk. Evet kazanmıştık artık. Bir
haftalık macera bizim için mükemmel bir şekilde sona ermişti.
İkinci takım Hakan-Burcu, Üçüncü takım ise Faruk-Bahar'dı.
Bizi ilk tebrik edenler Cağla ve Toprak oldu onlarla yapılan kısa röportajlardan
sonra jiplerle Ortaköy meydanına gidip madalya törenine katıldık.
Bu organizasyon sonrası ilk olarak bize bu macerayı yaşatan Gillette'e daha
sonra organizasyon sorumlusu Rowersport'tan Ali Rıza ve ekibine en az bizim
kadar yorulan ve devamlı peşimizden gelen Kanal D görevlisi kameraman arkadaşlara
ve sana Ediz, çekimlere renk katan Cağla ve Toprak Sergen'e (Özellikle uğurlu
elleri olan Çağla'ya) ambulansından yemek organizasyonuna herkese teşekkür ederim.
Bir başka teşekkürde yarışmacı arkadaşlara herkes sonuna kadar mücadele etti.
Umarım hepsi hayatta karşılarına çıkan tüm engelleri hiç pes etmeden aşarlar.
,
|