Geçtiğimiz ay MTBTR için çok güzel, bir o kadar da yorucu bir ay oldu.
Eurobike
Öncelikle katıldığımız Eurobike Festivali’ni siz okuyucularımıza günü gününe yayın yaparak aktardık. Akabinde festival izlenimlerini sizlere son derece etraflı ve uzun bir şekilde anlattık. Bu yazıların gördüğü ilgi, gerek alenen, gerek özel mesajlar üzerinden aldığımız tebrik ve teşekkürler de bir taraftan koltuklarımızı kabartırken diğer taraftan daha iyiyi yapmaya zorluyor bizi. Şüpheniz olmasın ki MTBTR bugüne kadar gösterdiği kaliteli çizgide kalarak Türkiye’de dağ bisikletinin birinci adresi olmaya devam edecek.
Yurtdışında MTBTR
MTBTR açısından Eurobike ile farkına vardığımız bir olgu da sayfamızın sadece Türkiye içinde değil, yurtdışında da yakından takip edildiği oldu. Başta Avusturya ve Almanya olmak üzere İtalya, Fransa ve İspanya sayfamızdan (daha doğrusu dil sorunu nedeniyle fotoğrafların) son derece yoğun şekilde alıntı yapıldığı ülkeler oldular. Bu olay sadece Eurobike ile sınırlı da değil. MTBTR’de son bir yılda duyurduğumuz yenilikleri, koyduğumuz fotoğrafları yabancı İnternet sayfalarında da bulmak mümkün. Bu da tabii ki son derece kıvanç verici bir durum.
Bisiklet Federasyonu Sayfaları
Bugün Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun iki tane internet sayfası var. Bunlardan biri “bisikletfederasyonu.gov.tr” adı ile, diğeri ise “turkbisiklet.org” adı ile faaliyet gösteriyor. Bisiklet federasyonunda bu ikilem niye diye sormak sanırız yerinde olacaktır. Çünkü durumun pek de normal olmadığı herhalde aşikâr.
MTBTR olarak Bisiklet Federasyonu'ndan bir beklentimiz gitgide artan Türk bisiklet sitelerini yok saymayıp onlar için basın bülteni hazırlamaları ve bütün sitelere aynı anda geçmeleri olacaktır. Bu şekilde yarış sonuçlarının ilânında yer yer yaşanan aksamaların önüne geçilebileceğini düşünüyoruz.
Bugünkü durum şahsî sayfaları olan Teknik Komite üyelerinin kendi özel sayfalarını federasyonun gayriresmî sayfası gibigörmeleri, federasyonun –zaten iki tane bulunan- sayfalarını bir tür „özet sayfası“ ve kendi siteleri için bir reklam sahası olarak kullanmaları. Federasyon komite üyelerinin de bu şekilde etkin olmaları çok güzel tabii ama sporun sağlıklı gelişimi açısından önemli olan tekil kişilerin değil, kurumların işlerliği. Uzun vadede ancak kişisel egolar federasyon kurumunun arkasında kalabildiği sürece bu sporun ve federasyonun dengeli ve sağlıklı gelişimi mümkün olacaktır. Kişiler elbette değişecek, fakat federasyon hep var olacak. Sanırız federasyonun görevi de tarafsız, kişilerden bağımsız, kurum olarak var olmak ve spora hizmet etmektir. Bugüne kadar Türkiye'de bisiklet sporu hep kişiler arası husûmet nedeniyle, hep kişilerin kendilerini öne çıkarmaya çalışıp kurumları ihmal etmeleri nedeniyle, “kurumsuzluk” nedeniyle geri kalmadı mı? Bisiklet federasyonunu kurum olarak geri plana iten kişisel adımlar kısa vadede tüketici, yani bisikletçilerin işini gâyet iyi görebilir –ki görüyor, bu sayfalar son derece başarılılar- ama spora uzun vadeli bir yatırım olmayacaktır.
Sonuç olarak birbirimize değer verdikçe destekledikçe, hep beraber daha iyiye ve güzele ulaşabiliriz. Köstek olmak, birbirimizin ayağından çekmek sadece boşa harcanan enerji dışında bu spora hiç bir şey katmayacaktır.
Şu bir gerçek ki Türkiye’de genelde bisiklet, özel olarak da dağ bisikleti piyasası büyüyor. Hep söylediğimiz gibi, büyüyen piyasa, büyüyen pasta bu işten para kazanan ve şimdi ufak tüccar zihniyetiyle pastanın büyümesinin kendi paylarının büyümesi demek olduğunun farkına varamayanlara da yarayacak. Bu pastanın büyümesinin en önemli motoru ise insanların dünyada ne olup bitiyoru görmesi, değişik ürünler tanıması olacak. İşte bunun için MTBTR ve MTBTR’ye benzer tarafsız sayfalara ihtiyaç var. Belirli markaların güdümü altında kalmadan, insanlara bu dünyanın pencerelerini açmak, nispeten ufak bir piyasa olan Türk piyasasından alıp dünyaya taşımak için.
BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN!
|