Geçtiğimiz haftasonu MTBTR olarak Rahmi Koç Müzesini ziyaret ettik. Haliç'in kenarında özenli tasarımı ve Türkiye'de Ulaşım, Endüstri ve İletişim tarihine adanmış ilk önemli müze oluşuyla ayrı bir öneme sahip olan müze, endüstriyel arkeolojinin önde gelen örneklerinden olan muhteşem binalar içinde yer alan farklı konulardaki koleksiyonları, gramofon iğnesinden gerçek boyutlarda gemilere ve uçaklara kadar uzanan binlerce objeyi içeren envanteriyle çok farklı beğeni ve ilgi alanına sahip ziyaretçileri kendisine çekmekte zorluk çekmeyecek oranda çeşitliliğe sahip bulunmakta.
Gelelim işin bisiklet ile ilgili bölümüne. Müzenin yeni ve büyük binasına girildiğinde girişin hemen sağında bulunan tabelada şöyle yazıyor:
"Bisiklet insan gücüyle pedaldan tahrik edilen iki tekerlekli araçtır"
Burada "tahrik" kelimesi kulağa ne kadar ilginç geliyor olsa da böyle bir tabelayı gördükten sonra tabelanın etrafında fazla bisiklet görmememize rağmen, insan müzede bisiklete özel bir bölümün bulunup bulunmadığı konusunda bir beklenti içerisine giriyor doğal olarak.
Biz de müze görevlilerine aynı soruyu yönelttiğimizde, çok ilginç bulacağımızı düşündüklerini söyledikleri bir bölüme bizleri yönlendiriyorlar. Kara araçlarının ilk icat edildikleri tarihten itibaren günümüze gösterdikleri gelişimin sergilendiği sözkonusu bölümün en önemli ve değerli parçalarından bir kısmı da bisikletlerden oluşturmakta.
Çeşitli yıllardan farklı özellikleri araçların sergilendiği büyük hangarın üstünde bir asma katta motorsikletler ile birlikte sunulan bisikletlerin çeşitliliğini gördüğümüzde gerçekten çok etkilendik.
Genelde dergi sayfalarında gördüğümüz pek çok eski bisiklet modeli karşımızda duruyordu. Hem de İstanbul'un göbeğinde, Haliç'in kenarında kurulu evrensel kalitede bir müzenin en nadide köşesinde.
Tarihi değere sahip bu güzel iki tekerleri hızla resimlerken, isimlerini not etmeyi unutmuş ve burada sizlere aktaramayacak olsak da bu durumun sizlerin müzeyi ziyaret etmeniz ve sergilenen ürünlerin tarihçelerini bizzat kendiniz okumanız için iyi bir motivasyon olacağını düşünüyoruz.
Tüm müzeyi hakkını vererek gezebilmek için belki tüm bir gününüzü harcamanız gerekebilir o nedenle müzeyi ziyaret etmeyi düşünen okuyucularımızın, zaman planlamalarını iyi yapmalarını salık veriyoruz.
|  | TCG Uluçalireis | |
Müzenin Haliç'in hemen kenarında bulunmasından yararlanan müze yöneticileri, sundukları envantere, ordudan aldıkları destekle, halen çalışabilir durumdaki Uluçalireis denizaltısını ekleme fırsatını kaçırmamışlar.
Bu denizaltıyı gezmek için müzeye girişte denizaltı gezi gruplarına adınızı yazdırmanız gerekiyor sakın unutmayın. Öyle istediğiniz zaman gezemiyorsunuz yani. Genelde 1-2 saat içinde gezecek olan gruplardan birine girmeniz mümkün.
Bir haftasonu alternatifi olarak gönül rahatlığıyla tavsiye ediyoruz.
|