Geçtiğimiz hafta Alanya'da düzenlenen bu yılın son uluslararası yarışının ardından 2004 yılı dağ bisikleti sezonunu kapatmış bulunuyoruz. Gelecek yıl çok daha renkli bir yarış takvimi oluşturabilmek, ülkemizde düzenlenen gerek yerel gerekse uluslararası yarışların sayısını arttırabilmek, UCI 2005 yarış takvimine yeni "Türkiye Yarışları"nın kaydını yaptırabilmek için bisiklet federasyonunun şimdiden sıkı bir çalışmaya girmesi gerekiyor.
Herşey federasyona mı kalmalı? Ülkemizdeki "büyük" bisiklet üreticilerinin bu tür organizasyonlar için ve bisiklet sporunun gelişimi için hiçbir katkıları olamaz mı?
Yol ve Dağ bisikleti takımlarının oluşturulması, yeni gelen gençliğin bisiklet sporuna ilgisinin arttırılabilmesi için onlara düşen görevler yok mu acaba? Eğer büyük markaların birer takımı olmaz, malzeme anlamında, yarışlara ulaşım anlamında sporculara destek olunmazsa nasıl gelişebilir ülkemizde bu spor oturup düşünmemiz gerekiyor.
Bu konuda lafı fazla uzatmadan dün itibariyle Amerika'dan çok güzel bir örnek haber düştü dünya bisiklet medyasına...
Ünlü Amerikalı bisiklet üreticisi Specialized, Amerikan Gençler Bisiklet Programına (USA Cycling Junior Program) 1 milyon doların üzerinde yardım yapma kararı aldı.
Biliyorsunuz son yıllarda dağ bisikletinin vatanı olan Amerika, uluslararası dağ bisikleti arenasında oldukça gerilere düşmüş durumda. Bunun en büyük nedeni, ülke sporcularının uluslararası tecrübelerinin (evet yanlış duymadınız orada da ülkemizle benzer sorunlar yaşanıyor tabii farklı boyutlarda) yetersiz kalması ve bisikletin mabedi haline gelen Avrupa'dan uzak kalınmış olması.
Bu durumda ne oluyor? Amerikalı sporcular çoğunlukla kendi aralarında yarıştıklarından, uluslararası dağ bisikleti profesyonel yarışçılarının hangi seviyelerde dolaştıklarını birebir mücadele etmeden tam olarak göremiyor ve eksikliklerini zamanında tamamlayamıyorlar. Sonuçta dünya şampiyonası yarışlarına geldiklerinde de sürekli gerilerde kalıyorlar.
Erkeklerde ilk 20'ler bayanlarda ise ilk 10'lar artık Amerikalı profesyoneller için "iyi sonuç" olarak algılanmaya başlanmış durumda.
Bu gidişe bir dur diyebilmek için yarış arenasına oldukça önem veren, kendisi de eski bir profesyonel bisikletçi olan Specialized'ın kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Mike Sinyard Interbike fuarında Amerikan Bisiklet Federasyonuna büyük bir yardım ve destek verme kararı aldıklarını dile getirmiş.
U23 olarak adlandırılan, 23 yaş altı bisikletçilerini destekleyeceklerini söyleyen Sinyar, bu genç ve yetenekli bisikletçilerin, bisiklet konusunda her türlü donanımı üretebilen Specialized'ın ürünlerini kullanarak Avrupa'daki antrenman kamplarına ve yarış ortamına gönderileceğini, bu girişimlerinin hem Specialized markası hem de kendi ülkesindeki bisiklet sporunun geleceği için önemli bir dönemeç olacağına inandığını söylemiş. Verilecek destek sadece dağ bisikleti için değil, yol, velodrom (track) ve yol bisikletini de kapsamakta.
Olayın reklam yönü düşünüldüğünde bu genç yeteneklerin dağ bisikleti yarışlarında 2005 S-Works'lerle boy göstermesi, Specialized'ın kask, eldiven, gözlük ve donanımlarının kullanılacak olması, Avrupa pazarında, Specialized marka tanınırlığı ve güvenilirliğine çok olumlu etkide bulunacak hiç şüphesiz.
Amerikan bisiklet federasyonu (USA Cycling) direktörü Steve Johnson da Avustralya, Yeni Zelanda, Belçika, İtalya gibi bisiklet konusunda büyük yatırımlar yapan ülkelerin ardından, Amerikan Bisiklet Programının (USA Cycling Program) sadece 300.000 dolarlık bir bütçeye sahip olduğunu ve bu rakam ile ülke olarak oldukça geride kaldıklarının altını çiziyor.
Bu konuda ciddi faaliyet gösteren ülkeler, özellikle U23 kategorisindeki sporculara inanılmaz büyük bir destekte bulunmakta, Olimpiyatlarda ve Profesyonel Yarış sonuçlarından da bu desteğin neticelerinin çok net bir şekilde görülebildiği ortada.
Specialized'ın bu atağı, Amerikan bisiklet piyasasında, Specialized'ı en öne taşırken, gerek marka değerinin artmasında, gerekse bisikletseverlerin gönüllerinde ayrı bir yere sahip olmanın çok da zor olmadığını bir kez daha gösteriyor...
Peki ya ülkemizdeki o "kocaman üretim kapasiteleriyle" övünen bizim "büyük bisiklet üreticilerimiz"?
Acaba onlar bisiklet federasyonuna böyle bir destekte bulunmayı neden düşünmezler? Neden sıradan bisiklet üretimlerinden soluklanıp Türk sporcusunun yanında olmaz, olmayı düşünmezler? Bunu gereksiz bir maliyet olarak düşündüklerinden mi?
Belki hangi sporcuya, hangi yarışa destek diyebilir aramızdan bazıları?
Başlamak işin yarısıdır derler ya. Keşke şöyle üzerlerindeki ölü toprağını silkeleyebilseler ve bu işe bir yerden destek vermeye başlasalar. Çok mu hayal kuruyoruz bilmiyoruz ama, insanımızın gençliği ve dinamizmini düşündükçe kaçan fırsatların, olası başarıların bu gidişle yakalanamayacağını düşünmek insanı derinden üzüyor. Federasyonlar ülkemizde çok uzak olmayan bir gelecekte özerk olacak ve o zaman herşey sponsorlarla iyi geçinmeye, onlarla yeni projeler geliştirmeye bağlı olacak. Neden Türkiye Şampiyonası adı altında 7-10 yarıştan olan bir müsabaka serimiz olmasın?.. Farklı şehirlerimizdeki insanlara neden bu güzel sporu tanıtmayalım. Sponsorlar ve medya ile anlaşıp bu yarışları halka tanıtmayalım.
Bunlar çok zor şeyler mi? Hayır biraz organizasyon ve işbirliği yeterli aslında. Biraz emek vermek gerekiyor. Hayattaki her güzel şeyde olduğu gibi.
Herşey bir yana, insanımızın hayatına katılacak yeni renkler, yeni heyecanlardan da mahrum kalıyoruz bu şekilde...
Umarız en kısa zamanda bu ünlü üreticilerimiz de silkinir ve federasyon ile birlikte bu alanda da "en büyük" olduklarını kanıtlamaya çalışırlar. Ya onlar yapmazsa?
Mutlaka birileri yapacaktır...
|