Bizce 93. Fransa Turu’nun en büyük iki favorisinin Ullrich ve Basso olduğunu belirtmiştik. Elbette bu tarz bir organizasyonda kesin bir favori belirtmek riskli. Üç haftalık, 3.653km’lik bir yarışta ne olacağı belli olmaz. Düşüşler, hava durumları, takımların etkisi, hastalık, zihnî-ruhî haller, şanssızlık, teknik sorunlar hep olası ve Tur zaferini etkileyebilecek veriler.
Dolayısıyla “usual suspects” Ullrich ve Basso dışında da yarışta basa güreşen isimler var. Bunlar bizce Vinokourov, Valverde, Landis ve Leipheimer.
Alexander Vinokourov
32 yaşındaki Kazak bisikletçiyi geçtiğimiz yıllarda T-Mobile takımında yarışmasına rağmen sürekli Kazakistan forması ile yarışmasından tanıdık başta. 2003 yılında 3., 2005 yılında da 5. olan Vinokourov geçtiğimiz yıl Ullrich’in arkasında kalmak zorunda olmasa ve bağımsız hareket edebilse çok daha iyi derecelere ulaşacak izlenimi vermişti.
92. Tur’un ardından kendisi de zafere oynamak için T-Mobile’i bırakıp Liberty-Seguros takımına kaptan sıfatı ile geçti. Yalnız tam da burada Vinokourov’un şanssızlığı başladı. Sabık takım yöneticisi Manolo Saiz’in geçtiğimiz haftalarda İspanya Turu’nda çıkan doping skandalı nedeniyle istifa etmesi Liberty-Seguros’a oldukça büyük bir darbe oldu. Gecen yıl olimpiyatlarda ikinci olan Vino bu nedenle bu yıl sadece birkaç yarışa katılabildi, en son Dauphiné Libéré’de yarışı kazanan Leipheimer’in 50 dakika gerisinde kaldı.
Boston’li bir sigorta şirketi olan Liberty takımın sponsorluğunu bıraktı, yeni sponsor Kazak şirketler birliği Asthana-Würth. Dolayısıyla eski Liberty-Seguros takımı da artık Asthana-Würth diye geçecek. Bugüne kadar takımın İspanya Turu’ndaki olaylar nedeniyle Fransa Turu’ndan çıkarılması gündemdeydi, bugün (28 Haziran) öğleden sonraki haberlerde takımın Tur’a alınacağı duyuruldu.
Dönelim Vinokourov’a. Vino gecen yıl Ullrich’in arkasında durma zorunluluğunu içine sindirememişti pek, bu yıl ilk defa takım kaptanı olarak yarışacak. Yanında Andrej Kashechkin gibi tecrübeli ve güçlü bir bisikletçi de bulunuyor. Vinokourov baharda kaçırdığı yarışlar bir kenara bırakılırsa iyi hazırlandı, arkadan Basso, Valverde gibilerinin geldiği bir ortamda artık önümüzdeki yıllarda fazla şansının olmadığını da biliyor. Dolayısıyla çok yüksek motivasyon sahibi, yalnız sürekli atağa kalkmak istemesi, sabırsızlığı engel olabilir.
Alejandro Valverde
26 yaşındaki İspanyol bisikletçinin asıl „uzmanlık alanı“ tırmanma. Yalnız 2005’te ilk defa Fransa Turu’na katılan ve 10. etapta Armstrong’un önünde kazanan (gerçi üç gün sonra dizinde ağrılar nedeniyle Tur’u bıraktı) Valverde çok yönlü bir bisikletçi. Daha 23 yaşındayken Vuelta’da üçüncü oldu. tırmanma konusunda çok basarili, tek bir zaafı var, o da zamana karşı etaplar. Caisse d’Epargne – Illes Baleras takımının kaptanının da ismi İspanya’daki doping skandalında geçti.
Floyd Landis
Floyd Landis Armstrong’un özellikle 2004 yılındaki Tur zaferinde önemli pay sahibi. Bu yıl Phonak takımının kaptanlığını üstlenmiş durumda. 30 yaşındaki Amerikalı geçtiğimiz yıl da 9. olmuştu.
Bu yıl ilkbaharda bayağı iyi bir resim çizdi Landis, Paris-Nizza yarışını kazandı, Georgia ve California Tur’larındaki birincilikleri hemen ona ekledi. Yalnız Dauphiné Libéré’de sadece zayıf kaldı. Buradan aslında form grafiğinin biraz yanlış bir yol izlediğini, çok erken formunun zirvesine ulaşıp yorulduğu sonucunu çıkarmak da mümkün.
Landis’in en son kendini geliştirdiği saha zamana karşı etaplar oldu, bu yıl Tur’da da göreceğiz, biraz komik gözüken bir oturma (daha doğrusu oturamama) konumuna sahip ama gene de bu sahada kendini geliştirdi.
Levi Leipheimer
32 yaşındaki Amerikalı geçen yıl son etaba kadar birinci olacakken son etapta Vinokourov’un arkasında kaldı. Fakat Tur sonrasında oldukça zor olan Almanya Tur’unu Ullrich’in önünde kazandı, ki bu da aslında gene form grafiği hikâyesini karşımıza çıkarıyor.
Gerolsteiner takımının kaptanı bu yıl Dauphiné Libéré’i kazandı ve çok dikkatli hazırlanıyor, amacı Fransa Turu’nda formunun zirvesinde olmak. Leipheimer’in en büyük artısı hiç eksisi olmaması. Uzmanlık alanı diyebileceğimiz bir alan da yok, her alanda iyi, çok iyi ya da zirvede değil, ama her alanda iyi. En büyük eksiği ise Gerolsteiner’in sarı mayoyu muhafaza edebilecek bir takım olmaması.
|